Ana içeriğe atla

Ana akım bilimin baloncukları*

Artık işim bir nebze kolaylaştı. Çünkü 1984 yılında ilk baskısı yapılan Genlerimizden İbaret Değiliz (Not in Our Genes), altı ay kadar evvel Türkçede ilk defa Yordam Yayınları’nca basıldı (Lewontin, Rose ve Kamin, 2018). Nihayet demeyeceğim çünkü ben de kitaptan Sevgili Özer Or sayesinde yeni haberdar oldum. Özer, Bilim ve Gelecek’teki yazılarımın müsebbibidir.

Bilim ve Gelecek’in Ağustos 2018 sayısında “Sosyal Bilimlerin Krizi: Psikoloji Örneği” (Yıldız, 2018) başlıklı uzun bir makalem yayınlanmıştı. Bu makalede psikoloji, özellikle alanım gelişim psikolojisindeki bir dizi örnek üzerinden sosyal bilimlerdeki araştırma sonuçlarının tekrarlanamaması krizinin nedenlerini, bu krizin neden bu kadar geç ve neden şimdi fark edildiğini tartışmaya çalışmıştım. Bu sırada özellikle sosyal bilim nesnelerinin, yani kültürel varlıkların ezbere bir şekilde biyolojikleştirildiğinden dem vurmuştum. Hafızam beni yanıltmıyorsa bir ay kadar sonra, yağmurlu bir eylül akşamında Kadıköy’de buluştuğumuzda Özer bana bu kitabı verdi. Benim kalemim olduğunu söyledi, sağ olsun. Sevgili Ender Helvacıoğlu da arayıp Ağustos’taki makalem üzerine bu kitabı tartışırsam okuyucu için iyi bir fikr-i takip olacağını söyledi.

E kitabı hevesle okudum tabii. “Kriz” başlıklı yazımda açıklamak için debelendiğim ne varsa, onlarca örnek üzerinden, bir kayayı deler gibi tak tak anlatmışlar. Kimler? Bir evrimsel biyolog, Lewontin. Kendisi 90 yaşında taş gibi bir Marksist ve evrimsel biyolojideki ortodoks Darwincilikin ünlü bir eleştirmeni. Bir deneysel öğrenme psikoloğu, Kamin (nur içinde yatsın). Zeka diye hepimizin bildiğimizi sandığımız şeyin aslında bir istatistik yalanı olduğunu ve zekayı biyolojikleştirmenin bir dayanağının olmadığını ortaya koyduğu “The Science and Politics of IQ” kitabının yazarı. Ve bir nörobilimci, Rose. İsrail’in Filistin üzerindeki emperyal baskısına karşı koyan uluslararası girişimlere öncülük yapmış, hafızanın nörobilimi ve beyin nakli üzerine çalışmalarıyla çığır açmış bir biliminsanı.

Genlerimizden İbaret Değiliz
Richard C. Lewontin, Steven Rose, Leon J. Kamin
Çeviri: G. K. Gevinç vd.
Yordam Kitap, 2018

* Yıldız, T. (2019). Ana akım bilimin baloncukları. Bilim ve Gelecek, 180, 28-33. (.PDF)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Steven Pinker'in Boş Sayfası*

Harvard'lı profesör Steven Pinker'in çağımızda insan doğasının nasıl çarpık anlaşıldığından ve bu duruma biliminsanlarının nasıl katkılar sağladığından uzun uzun dem vurduğu kitabı Boş Sayfa, öyleymiş gibi bir ağırlığa sahip görünse de, aslında bir genetik-çevre tartışması kitabı değil. Bu kitap, genetik literatüründeki son 50 yıllık olumlu değişimin halen nasıl görmezden gelindiğinin -biraz da muhafazakar bir üslupla- altını kalınca çizen, eğlenceli bir kitap. Boş Sayfa Steven Pinker Çeviri: M. Doğan Boğaziçi Üniversitesi Yayınları, 2010 * Yıldız, T. (2013). Steven Pinker'in Boş Sayfası. Altüst, 9 , 63. ( .PDF )

Türkiye'de yapay zeka (Video)

  Eğitim Gündemi Moderatör:  İbrahim Hakan Karataş Konuk: Tolga Yıldız İlke Vakfı  aracılığıyla

Dijital teknoloji bağlamında insan ve öğrenmesinin psikolojisi üzerine*

Bu metni nerede okuduğunuzu bilmem imkansız ama şundan eminim: Evinizde, parkta, kütüphanede, okulda, arabada, uçakta, gemide, her neredeyseniz, çevrenizi elektrik enerjisi taşıyan kablolar sarmış durumda. Hatta bazıları ışık iletiyor. Çevrenizdeki makineler bu enerjiyle çalışıyor. Çoğumuz, çalışırken, eğlenirken, öğrenirken bu makinelerden bazılarıyla doğrudan ve/ya devamlı olarak temas halindeyiz. Evet, bilgisayarlar, ekranlar, dolayısıyla çipler her yerde. Bugün yeni doğanların ilk gördüğü şeylerden biri doğumhanelerdeki bilgisayarlar ile saniyede onlarca defa yanıp sönen milyonlarca minik renkli ampulden oluşan ekranları. Bugün bebekler, daha anne karnındayken, doğal sesler kadar hoparlörler tarafından oluşturulan sesleri de duyuyor; doğrudan bir müzik aletinden gelen seslerden çok, genellikle bir telefon ya da televizyondan gelen seslerle ilk müzik deneyimini yaşıyor. Birkaç kuşaktır insanlar, makinelerin domine ettiği bu çevreye daha doğmadan maruz kalmaya başlıyor. Hepimiz her a