Bir yaşındaki çocuğa bir nesneyi gösterin, döner bakar. Kediye gösterin, parmağınıza bakar. Bu sıradan görünen fark, aslında insanı insan yapan şeyin ne olduğuna dair temel bir sezgiyi içinde taşır. Dikkat, yalnızca yöneltilmiş bir bilişsel süreç değil; ortak bir yaşam zemininin, birlikte kurulan bir dünyaya aidiyetin ön koşuludur. Dikkat, dünyayı başkalarıyla birlikte kurmak demektir. Dolayısıyla dikkat eksikliği denilen şeyin kendisi, sadece bireysel bir bilişsel yetersizlik değil, çözülmüş sosyal bağların, kesintiye uğramış ortak anlam kurma pratiklerinin ve içselleştirilmemiş kültürel katılımın bir sonucu olarak düşünülmelidir.
* Yıldız, T. (2025). Ortak dikkatin sessiz çöküşü:
Dikkat krizi, ilişki yitimi ve bireyoluş üzerine bir eleştiri. Birikim Dergisi. https://birikimdergisi.com/guncel/12053/ortak-dikkatin-sessiz-cokusu-dikkat-krizi-Iliski-yitimi-ve-bireyolus-uzerine-bir-elestiri (Erişim tarihi: 2 Mayıs 2025)
Giderek yaygınlaşan dikkat dağınıklığını, salt teknolojik uyarana maruziyetle açıklamak, bir krizin semptomlarını nedensel zemin sanma hatasına düşmektir. Dikkatin yitimi, görünüşte bireysel ama aslında yapısal bir sorunun dışavurumudur: İnsanlar ortak bir şeye birlikte bakamaz hale gelmiştir. Bu metin, dikkat krizini bireysel işlevsizlikten ziyade, ortak dikkat yapılarının sosyal ve tarihsel olarak çökmesi üzerinden okur ve seçici dikkatin, ortak dikkat süreçlerinin içselleştirilmesinden ibaret olduğunu savunur.
Yorumlar